‘Sevişen cesetler’ izleyiciyi böldü Tüm dünyada şiddetli tartışmalar yaratan ve gerçek cesetlerin sanatsal ürün olarak teşhir edildiği “Vücut Dünyası ve Zamanın Aynası” sergisi Londra’da açıldı. Daha önce de bu tür sergiler açan anatomist Gunther von Hagens, kendine ait “plastinasyon” adlı yöntemle cesetlerdeki su ve yağı çıkarıp yerine plastik koyarak ‘sanatsal’ figürlere dönüştürüyor. Son eseri ise sevişen cesetler.
SEVİŞEN CESETLER
CESETLERİ
plastik haline getirip sanatsal ürün olarak sergileme fikri pek çok insana tüyler ürpertici gelebilir. Ancak 1978’de geliştirdiği plastinasyon tekniğiyle 1995’ten bu sergileri açan Alman anatomist Prof. Gunther von Hagens, Londra’da, “Vücut Dünyası ve Zamanın Aynası” sergisinin dün medyaya tanıtımını “seks plastinatları” ile yaptı ve ne kadar “provokatif” olduğunu bir kez daha kanıtladı. İlk olarak Berlin’de Mayıs ayında sergilenen “seks yapan cesetler,” Von Hagens hakkındaki etik tartışmaları kuşkusuz daha da kızıştıracak. Sanat mı değil mi Prof. Von Hagens’in “sanatı” kimi çevrelerce “eğitici ve etkileyici” bulunurken kimilerinde ise özellikle cesetlerin kaynağı konusunda kaygı uyandırmıştı. Prof. Von Hagens, sergilerinde sadece bağışlanmış cesetlerin yer alabileceğini söylüyor. Ancak Alman Der Spiegel dergisi 2004’de yaptığı bir haberde, Prof. Von Hagens’in Çin’den getirilmiş akıl hastası ve idam edilmiş mahkûmlara ait cesetleri kullandığını iddia etti. Cesetlerin kaynağı Çin’de plastinasyon yapan iki tesis bulunduğunu kabul eden Prof. Von Hagens ise, cesetlerin kaynaklarında etik bir sorun olmadığında ısrarlı. Kendi firması olan “Plastination Enstitüsü”nün ceset bağışı programları bulunduğunu söyleyen Von Hagens, Avrupa ile ABD’den yedi binden fazla kayıtlı bağışları bulunduğunu ifade etti. Hagens, öldüğünde kendi vücudunun da plastikleştirilmesini istiyor. Von Hagens’in çalışmaları son James Bond filmi Casino Royale’de de yer aldı.
Beş aşamalı plastinasyon nasıl yapılıyor Çürümeyi önlemek için vücut formaldehid çözeltisinde bekletiliyor.Ceset, aseton banyosuna yatırılıyor. Aseton hücrelerdeki suyun yerini alıyor. Ceset, silikon kauçuk, polyester veya yapay sakız gibi sıvı polimerlerin olduğu banyoya yerleştiriliyor. Aseton buharlaştırılıyor ve hücrelerin içine sıvı polimerler doluyor. Plastik daha sonra gaz, ısı veya morötesi ışınlarla sertleştiriliyor. Kilise ve akademi karşı, görenler memnun PROF. Gunter von Hagens, gençlik yıllarında Doğu Almanya’dan kaçarak Batı’ya sığınmış bir anatomist. 1977’de Heidelberg Üniversitesi’nde geliştirmeye başladığı plastination yöntemiyle cesetlerin kokmadan ve çürümeden korunabileceğini keşfetti. 1993’te Plastination Enstitüsü’nü kurdu. Anatomi bilimi açısından geliştirdiği ve ‘plastination’ olarak adlandırdığı yöntemle çok önemli bir iş yaptı ve tıp çevrelerince tanınan bir anatomist oldu. Fakat ona asıl ününü, insan bedenlerini öldükten sonra gerçek yaşamdakine benzer bir şekilde koruma yöntemi (plastination) değil, bu yöntemden hareketle bir ‘ceset sergisi’ açma fikri getirdi. Yani bilimle estetiği cesette buluşturma kararı onu bir anda tartışmaların merkezine çekti. Katolik kilisesi, bu tür sergilerin ‘insanlık onurunu çiğnediği ve ölü bedenlere saygısızlık ettiği’ni savunarak federal hükümete başvurdu. Tıp çevreleri de, anatomi bilimine ilişkin bilgilerin Prof. Hagens tarafından bir sergi aracılığı ile halka sunulmasına karşı çıktı. Ancak, ilk bakışta ‘tiksindirici’ ya da en hafifinden ‘ürkütücü’ gelen ve negatif bulunan ceset sergisi fikri, inanılmaz sayıdaki insanın bu sergilere koşmasıyla bütünüyle farklı bir eğilimi gündeme taşıdı. Çünkü sergiye katılanlar arasında yapılan bir anketin sonuçları tamamiyle farklıydı. Katılımcıların yüzde 83’ü, çok negatif duygular ve endişelerle izlemeye gittikleri sergiden sonra fikirlerini değiştirdiklerini, sergiyi ‘bilgilendirici, eğitici, kendi bedenleri hakkında daha duyarlı kılıcı, hatta duygusal’ bulduklarını belirtmelerine yol açtı.
HÜRRİYET
Zirve100
|
|
|
|