Töreniz batsın!

Akrabası tarafından tecavüze uğrayan, gebe bırakılan, sonra ağabeyi tarafından satırla katledilen Diyarbakırlı Kadriye Demirel… (Hani cenazesinin ailesine değil, kadın örgütlerine teslim edilmesi için mücadele edilmişti, hatırlayacaksınız!)

İsveç’te “namusunu temizleme” adına babası tarafından öldürülen 26 yaşındaki Fadime Şahindal…

Evlilik dışı çocuk doğurması üzerine peşine düşülen 22 yaşındaki Güldünya Tören… İstanbul’a kaçmakla da canını kurtaramadı. Ağabeyi onu önce sokak ortasında kurşunladı, fakat ölmediğinin farkına varınca hastanaye kadar kovalayıp Bakırköy Devlet Hastanesi’nde kurşun yağmuruna tuttu.

 Bunlar aile kararıyla ve bizzat ağabeyleri, babaları tarafından katledilen üç kadın! Daha yüzlercesi, binlercesi var böyle… Namus diyor öldürüyorlar! Töre diyor, öldürüyorlar! Erkek egemenliğinden aldıkları güçle kadınları açık açık katlediyorlar!

Kapitalizm, eski feodal ilişkileri yavaş yavaş, alttan alta oyduğu ve “son kale” olarak feodal-pederşahi aileyi çatır-çatır parçaladığı ölçüde, aile içinde kadınlara yönelik şiddet artıyor! Şiddetle “erkek egemen töreler, feodal-pederşahi aile ilişkileri” ayakta tutulmaya çalışılıyor!

Başlık parası, berdel, kumalık kurumu, namus cinayetleri… Kadınları köleleştiren, onlara her gün eziyet ve işkenceyi hak gören, boyun eğmedikleri ve hele de başkaldırmaya yüz tuttuklarında hiç acımasızca onları katleden erkek egemen-feodal töreler! TÖRENİZ BATSIN!

Ve bu erkek egemen “törelere” anlayışla yaklaşan erkek egemen zihniyet ve yasalar! Onlar da batsın! Hepsi tarihin çöplüğüne!

Şimdilerde “töre cinayeti” olarak anılır olan kadın katliamlarını Türk devleti özelde bir “Kürt sorunu”ymuş gibi göstermeye çalışıyor! Erkek egemen töre ve geleneklere örneğin Türk Ceza Yasası’nda olduğu gibi alttan alta destek verirken diğer taraftan da şovenist zehirlerini kusmaktan geri durmuyor! Ne büyük utanmazlık! Bu devlet değil midir, kadınları katleden ağabeylere, kardeşlere, babalara “namus belasına kadın öldürmek töredendir” anlayışıyla– ceza indirimi uygulayan? Bu devletin polisi değil midir, adamın biri birlikte yaşadığı kadını güpegündüz sokak ortasında 52 bıçak darbesiyle delik deşik ederken, hiçbirşey yapmadan seyire duran?

Şimdi yeni Türk Ceza Yasası’nın çıkarılması gündemde… Ancak Yeni Türk Ceza Yasası’nda da “töre cinayetlerine” vb. ceza indirimi bırakılmak isteniyor. Çeşitli kadın örgütlerinin protestoları ve taleplerine rağmen bu uygulamadan vazgeçilmek istenmiyor. Ve bütün gelişme gösteriyor ki, bir takım değişiklikler ve düzeltmeler kabul edilse dahi, Yeni Türk Ceza Yasası da aynı eskisi gibi, kadınlara ayrımcı yaklaşan, onları horlayan özünden kurtulamayacak! Nasıl kurtulsun ki? Aksi zaten ters olurdu… Bugüne bugün Türk Devleti bütün yapısı ve kurumlarıyla erkek egemen bir devlet olma özelliğini koruyor! Ordusuyla, hükümetiyle, parlamentosuyla, yasalarıyla, polisiyle erkek egemen bir devlet!

Bu ülkede emekçi kadınların “hak-adalet” arayışı için sığınacakları yasa, evdeki-sokaktaki-işyerindeki-gözaltında ve polis karakolundaki şiddete karşı koruma talep edecekleri devlet kurumları vb. yok! Göstermelik kurumlardan sözetmiyoruz, gerçek anlamda korunakları yok! Bu koşullarda iş başa düşüyor! Erkek egemen törelere, kadınlara yönelik aile ve devlet şiddetine karşı örgütlenmekten başka çaremiz yok! Kurtuluşumuz kendi ellerimizdedir! Kurtuluşumuz feodal ya da burjuva her türden erkek egemen uygulama ve anlayışa karşı sonuna kadar mücadelededir!

Erkek egemen töreler tarihin çöplüğüne!

Erkek egemen zihniyet üzerinde yükselen eski ve yeni Türk Ceza Yasası tarihin çöplüğüne!

Yaşasın emekçi kadınların özgürlük mücadelesi!

17 Mart 2004

Zirve100