Nurullah AYDIN 17 Aralık 2009     İYİMSER OLMAK İÇİN NEDEN VAR MI?   Ülke ikiye ayrılmış durumda.. Bir kesim için ortalık güllük gülistanlık. Karşıtları için felaketler ortamı! Peki, hangisi doğru acaba!   Bu köşede olabildiğince tarafsız gözlemle konuları ele alıyoruz.. Yandaşçılığın, Türkiye’yi çağdaş dünyanın saygın kalkınmış refahı artmış ülke yapmadığı, yapamayacağı açıktır..   Uç görüşler yanında ortalama görüşler de takip edilmelidir. Akılla, mantıkla gerçekleri görmek, en doğru yoldur.. Yorumu da ona göre yapalım.   Toplumun büyük çoğunlukla sessiz izleyici konumundadır..   Bakın gündemde olan konulara bir bakalım.. Terör örgütü savunuculuğuna örtülü soyunan akademisyen, siyasetçi ve medya mensupları yanında, itirafçı, hayali imzalı mektupçular ve gizli tanıklarla yargının da kilitlenmesi karşısında ne oluyoruz nereye gidiyoruz sorusu her yerde her ortamda dile getirilmeye başlanmıştır   Haksız mesnetsiz suçlamalara karşı TSK’nın sessiz kalamayacağını söyleyen genelkurmay başkanı asimetrik psikolojik savaş yürütüldüğünü dile getirirken devletin ve milletin varlığını koruma kalkanının zaafa uğraması, uğratılması kimin kimlerin işin gelir iyi düşünmek gerekir.   Tutturmuşlar demokratik açılım milli birlik ve beraberlik projesi! Peki nedir bu proje? Bu proje özünde ayrıştırma projesidir.   SSCB başkanı Gorbaçov’da Glasnost (açıklık, şeffaflık) ve Perestroyka (yeniden inşa, yeniden yapma), öngörülen yeni ekonomik sistemin iki temel ilkesini teşkil etmiştir.  ABD başkanı Reagan’ın önerisi ile açılım ve değişim demişlerdi, sonrasının ne olduğu ortadadır.   Başbakanlık’ta güvenlik ve asayiş olaylarını içeren terör zirvesi yapılıyor.. Öte tarafta genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları Trabzon’da açıklama yapıyor ve yapılan haksız saldırılar konusunda yeteri duyarlılığın gösterilmemesi ile kurumlar arası gerginlik olabileceği uyarısını yapıyor, sessiz kalınmayacağına vurguluyor..   İçişleri bakanı basın toplantısında TSK’nın tam zıddı açıklama yapmaktadır. Şimdi bu durumda terörle nasıl ve ne şekilde mücadele edilir?   Hala demokratik standartı yükseltmekten bahsediliyor. Her gün devletin ve milletin değerlerine ilişkin açıklamaların yapıldığı, yazıların yazıldığı ortamda, nasıl bir standart kastediliyor anlamak mümkün değildir.   Oysa bakın bir çok konu iktidarın gündeminde yok. 982 bin kişi daha işsiz! ANKA’nın TÜİK Ağustos-Eylül-Ekim dönemi Hanehalkı İşgücü İstatistiklerinden yaptığı hesaplamaya göre, işsizlik oranı Ağustos ve Eylül aylarında sabit kalsa da, bu aylarda toplam 982 bin kişi işsizler ordusuna eklendi. Geçen yıl Eylül ayında 2 milyon 601 bin olan işsiz sayısı Eylül 2009’da yüzde 30.6 artışla 3 milyon 396 bine yükseldi.   Başka hangi konular var? Formula 1’in patronu Bernie Ecclestone, Bakan Faruk Özak’a bir yazı göndererek, organizasyonun İstanbul ayağının sözleşme bedelini iki katına çıkarttı. 2005’ten bu yana İstanbul Park’ta yapılan dev organizasyon için yıllık 13.5 milyon dolar ödenirken, Formula 1’e ev sahipliği için Türkiye 2011’den itibaren 26 milyon dolarlık bir maliyetin altına girmek zorunda kalacak. Pist; 25 milyon dolara planlanan, ancak 214 milyon dolara yapılmıştı.   Bakın seyirci eriyor. 2005: 200 bin kişi, 2006: 135 bin kişi, 2007: 80 bin kişi, 2008: 40 bin kişi, 2009: 30 bin kişiye düşmüş. Yatırımı bir tarafa bırakanlar, ülke kaynaklarını nasıl ve ne şekilde kullanıyor.   Başka ne oluyor? SGK-eczane krizi derinleşiyor  Özelleştirme ile tüm kurumlar belli kesimlere verilmeye devam ediyor. İstanbul itfaiyesi de özelleştiriliyor. Deniz feneri davası ilgili gündemde olan TV sahipleri kişiler ihaleyi alıyor.   3 önemli iş kolunda çalışan işçiler dün sokaktaydı. İstanbul’da itfaiyeciler belediye önünde özlük hakları için eylem yaptı, Ankara’da TEKEL işçileri hükümet ve özelleştirme aleyhine pankart açtı. Türk Ulaşım-Sen ise 16 TCDD çalışanının görevlerine iadesi amacıyla iş yavaşlattı   Tüm bunlar olurken Konya’da şeb-i Arzu törenleri, Ankara ‘da Alevi Çalıştayı yapılıyor..   Evet kafa karışıklığı için yeteri konu var. Özgürlük diye diye ülke telafisi zor ayrışmaya, kaosa doğru gidiyor.   GünüN SözÜ. Söylenenlere ve yazılanlara değil söyleyen ve yazana dikkat et..   Zirve100